Fikirden Fiile
Montessori Eğitimi ile çocukta var olan potansiyeli ortaya çıkarma
Montessori eğitimi derinlemesine incelendiğinde çocuğu sadece akademik anlamda ilerletme için düşünülmüş bir eğitim modeli değildir. Eğitimin sonucu başarıyı getirmektedir. Her çocuğun kendi potansiyeli noktasında ortaya çıkarması için ona gerekli ortamı sunulduğu takdirde çocuk bunu kendi yapabilecek güce sahiptir.
Montessori eğitimi ile öğretmen sınıf ortamında çocuğa saygı ve bireysel farklıkları kabullenişle, çocuğun kendinde olan potansiyeli ortaya çıkarması noktasında ortam ve materyal sunumu hazırlanmaktadır. Çocuk kendine gösterilen eğitim sunumları ile aşamalı olarak her şeyden de önemlisi bunu kendi öğrenme akışı ile kendi potansiyelini ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Öğretmen çocuğa kendi hızında üç aşamalı sunumlar yapar ve çocuk ilerleme gösteriyor ise bir sonraki seviyedeki materyale geçilir. Hayır çocuğun daha tekrara ihtiyacı varsa bunu gözlemleyen öğretmen ona bu fırsatı verir, ona fırsat ortamları hazırlar. Bu öğrenme akışları bazen akran öğrenimleri ile de olmaktadır. Öğretmen çocuğun kendisi yapabilmesi ve kendi içindeki potansiyeli ortaya çıkarmak için yardımda bulunur, öğretmenin bu yardımı iyi bir gözlemci olup çocuğa en uygun hazırlıklarla olur. Gerek çevre düzenlemesi gerek eğitim hazırlığı ile. Montessori sınıflarında eğitimi materyalleri somut ve ileri düzeyde öğrenmeleri sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Burada çocuğa akademik bilgi yükleme kaygısından öte çocuğun içinde olan potansiyeli ortaya çıkarmak odaklıdır. Örneğin okul öncesi çocuğu çarpma ve bölme işlemleri öğrenebilme aşamasına gelmişse öğretmen ön temelini oluşturmuşsa klasik eğitimdeki gibi hayır müfredatımızda bu yok veremem denilmez, somut materyali ile öğrenme sağlanır.
4 yaşında 100 e kadar olan sayıların dizimini yapmaktadır
Masa temizliğini çalışma olarak önemseyen çocuk
Dikiş yapmak sınıftaki en keyifli işi
Bölme işlemlerini materyal kolaylıkla yapan çocuk
Çocuğun öğrenme ihtiyacı ilgisi ışığında devam eder. Bu her zaman matematik alanında değil bütünsel bir şekilde devam eder. Bir örnekle daha açıklayacak olursak; çocuğun ilgisi günlük yaşam alanındaki dikiş dikme, kaneviçe yapma ya da bıçakla havuç dilimleme istiyorsa o yönde de ihtiyacı giderecek materyaller kullanımı ve risk yönetimi öğretilince çocuk durdurulmaz. Yok sen yapamazsın denilmez o yöndeki potansiyelini ortaya çıkarmak adına çocuğa müsaade edilir.
Montessori sınıflarında eğitim düzeneklerin hiç birisi başarı odaklı değil, süreç ve insani değerlerin ön planda olduğu aşikardır. Tüm bunların bir sonucu olarak başarı kendiliğinden gelmektedir. Kendi potansiyelini sınıf ortamında keşfeden çocuk potansiyeli yönünde başarıyı göstermektedir.
Fatma GÜMÜŞ TEKİN
